[fusion_text]Selin A.
“ Uzun zamandır belime ve kasıklarıma vuran bir ağrım var doktora gittim tahlilyaptırdım ancak hiçbir şey çıkmadı. Benim korkum babam 60 yaşında iki kez böbrek taşıve kumu düşürdü eğer kalıtsal ise bende de bu problem görülür mü?
Bahsettiğiniz şikayetler böbrek ve toplayıcı sistemi ile ilgili olabilir. Ailenizde böbrek taşı hikayesi varsa bu daha muhtemeldir fakat tek etken bu değildir. Kişisel alışkanlıklar da önemlidir. Bol sıvı tüketirseniz, bir hormonal rahatsızlık veya dahili bir hastalık yoksa böbrek taşı oluşma riski yok denecek kadar azdır. Bunun ölçüsü ise idrarın su gibi renksiz çıkmasıdır. Eğer idrarının koyu sarı renkse risk yeterli sıvı almıyorsunuz demektir. Şikayetlerinizin tekrarladığı dönemde bir böbrek ultrasonu ve idrar tahlili yaptırmak ve bir hekime görünmek faydalı olacaktır.
H.T.
[/fusion_text][separator style_type=”none” top_margin=”” bottom_margin=”” sep_color=”” border_size=”” icon=”” icon_circle=”” icon_circle_color=”” width=”” alignment=”” class=”” id=””][fusion_text]Ahmet Y.
“ Bende yaklaşık bir yıl önce zayıflamak üzere diyetisyene gittiğimdegizli şekerim olduğu ortaya çıktı. Acaba bu şeker hastalığına dönüp ileride bana böbrekproblemi yaşatır mı?
Gizli şeker diye bilinen hastalığın tıp dilindeki karşılığı bozulmuş glukoz toleransıdır. Bu hastalık şeker hastalığı başlangıcı olarak düşünülebilir. Eğer yeterli önlem alınırsa ve şeker hastalığı oluşmadan kontrol edilebilirse böbreklere herhangi bir zararı olmaz. Fakat hastalık kontrol altına alınamaz ve şeker hastalığı gelişirse bu durum ilerleyen dönemde böbrek işlevinde ciddi bozulmalara yol açabilir. Bu zararı en aza indirmek için kan şekeri seviyesinin gerekli tedavi ile uygun aralıkta tutulması gerekmektedir.
H.T.
[/fusion_text][separator style_type=”none” top_margin=”” bottom_margin=”” sep_color=”” border_size=”” icon=”” icon_circle=”” icon_circle_color=”” width=”” alignment=”” class=”” id=””][fusion_text]Özgür Ç.
“ Ben organlarımı bağışlamak istiyorum. Ancak herhangi bir kaza esnasındaorgan bağış kartı olanlarla organlarını almak için bağışlamayanlara nazaran cankurtarmak için daha az ilgilenildiğini duydum gerçeklik payı nedir?
Böyle bir şey söz konusu olamaz. Bir doktor bir hastasına asla bu hasta ölebilir, ölse de organlarını alsak diye bakamaz. Bu bakış açısı bir cinayetten farksızdır. Her doktor ettiği Hipokrat yemini çerçevesinde, vicdanen ilgilendiği hastanın yaşaması için elinden geleni yapar. Beyin ölümü denilen hadise ise bambaşka bir durumdur. Bu 7 branş doktorunun imzası ile verilen bir tanıdır ve hastanın hiçbir beyin dalgası olmaması nedeni ile beyin fonksiyonlarının durduğunun tespitidir. Bu rapor verilen kişi tıbben ölü sayılır. Yakınları organ bağışı için onay vermezse makineye bağlı şekilde yaşatılır. Bu şekilde ancak birkaç gün daha vücut dayanabilir, ve daha sonra hasta kaybedilir.
H.T.
[/fusion_text][separator style_type=”none” top_margin=”” bottom_margin=”” sep_color=”” border_size=”” icon=”” icon_circle=”” icon_circle_color=”” width=”” alignment=”” class=”” id=””][fusion_text]Arzu E.
“ Kardeşim 40 yaşında yaklaşık 3 yıldır diyalize giriyor. Benim kan vedoku uyumum sağlanamadığı için böbreğimi veremedi. Anne şeker hastası babamdaise karaciğerden tutunda tansiyona kadar yok yok o nedenle onler böbreklerini zatenveremiyorlar. Kardeşim Çapa Tıp Fakültesi’nin organ bekleme listesinde kayıtlı ancakbaşka bir şehirden uygun böbrek çıkarsa ve sıra kardeşime gelirse ona nakledilir mi?
Organ nakil koordinasyonu için Türkiye bölgelere ayrılmıştır. Örneğin İstanbul Tıp Fakültesi’nin bekleme listesinde olan bir hasta Marmara bölgesine bağlıdır ve bu bölgede herhangi bir sehirde çıkan organa taliptir. Organ bekleme listesindeki kişiler o bölgede kadavra çıktığı zaman, uygun doku grubuna sahipse ve sırası gelmişse nakil için çağırılır. Bu sistem tamamen Sağlık Bakanlığı’nın kontrolü altındadır ve hiç kimsenin sırada öne geçme gibi bir şansı yoktur. Önemli olan nokta çıkan organın doku uyumu en fazla olan ve takıldıktan sonra en fazla ömrü sağlayacağı hastaya nakledilmesidir.
H.T.
[/fusion_text]